Sinema ve Perspektif

İnsanlık, tarihin ilk çağlarından beri varoluşunu sorgular, dünyayı anlatma ve yorumlama çabası içinde olur. Bunda işin içine estetik yani güzellik duygusu da dahil olduğu zaman, sanat denilen olgu meydana gelir. Mağara duvarlarına çizilen resimlerle, görsellikle hikâye anlatımının ilk adımları atılır. Resim ve fotoğraf sanatındaki ilerlemelerden sonra, görüntülere hareket aktarımı isteği oluşur. Sessiz sinema ve belge-sinema ile sinema sanatının ilk örnekleri verilmeye başlanır.

 Sinema Endüstrisinin Bugünü

Bugün özellikle Amerikan sineması başta olmak üzere, sinema sanatı dev bir endüstri haline gelmiş durumdadır. Sinemada ekoller, ünlü yönetmenler, yıldızlaşmış oyuncular, iddialı senaryolar, ödül törenleri ve festivaller ile bu dev endüstri, hem toplumları manipüle etmede etkili hem de ülkeler adına ciddi bir gelir kaynağıdır. Bu açıdan bakıldığında, sinemanın mütevazı bir sanat kolu olmadığı anlaşılır.

 Sinemanın Ana Unsuru

Peki sinemanın olmazsa olmazı nedir? Yani bir filmin hangi unsurunu tamamen değişirse, ortaya çıkan ürün

Sinema ve Perspektif

tanınmaz hale gelir? Oyuncuların sinemaya kattığı çok şey vardır, izlenilen yapıtın piyasa gücünü ve başarısını çoğu zaman oyuncunun tanınmışlığı belirler. Ya da merak duygusunu ve çarpıcılığını hiç yitirmeyen bir senaryo da sinemanın belkemiği sayılabilir. Ama sinema, kameranın ardından belleğe yansıyandır. Yani yönetmenin bakış açısıdır. İyi bir yönetmenle kötü hikâyeler bile muhteşem bir başyapıta dönüşebilir. Ya da normalde vasat düzeyde bir oyunculuğu olan bir sanatçıyı, usta bir yönetmenin dokunuşu kömür iken elmasa çevirebilir. Onun hangi ışıkla, hangi yöne ne şekilde bakacağı, en etkili nasıl oynayacağı çoğunlukla yönetmenin elindedir. Nitekim benzer senaryolarla ama farklı yönetmenlerle çalışılmış yapıtlarda da, eğer yönetmen iyiyse, sıradan bir hikâyeye rağmen ortaya muhteşem bir sinema örneği çıktığı göze çarpar.